[Moving Up Slowly]


2023 Değerlendirmesi


2023 yılının kısa bir değerlendirmesine “iyi ki hâlâ buradalar” dediklerimizle başlayalım. Örneğin Shoegaze efsanelerinden Slowdive, dream pop’a yelken açtığı kaydı everything is alive albümüyle yeni nesil müzikseverlere dokunmayı başardı. Emektar indie pop grubu The Clientele ise, I am not There Anymore ile yirmi yıllık kariyerinin belki de en iyi albümünü kaydetti. Onlar gibi müzik yaşamında yirmi yılı devirirken ardında neredeyse hiç boş işi olmayan ANOHNI (zaman zaman Antony), grubu the Johnsons’ı yeniden yanına aldığı My Back was a Bridge for You to Cross ile Marvin Gaye ve Nina Simone’un döşediği taşlar üzerinde dünyanın hal-i pür melalinden dert yanarken, Atlanta’nın en iyisi André 3000, en az 25 yıldır beklenen solo albümünü (New Blue Sun) rap’iyle değil, üflemelileriyle kaydetti. Yo La Tengo 1986’dan beri devam eden müzik yolculuğunu This Stupid World albümüyle ve çoğunlukla yenilikçi albümleri ödüllendiren Wire dergisinin yıl sonu listesinin tepesinde yer alarak taçlandırdı. PJ Harvey, her birine birer başyapıt sığdırmayı başardığı üç farklı onyıldan sonra, I Inside the Old Year Dying ile dördüncü onyılın başlangıcında da teklemedi ve zaten çoktan edindiği efsane statüsünü sağlamlaştırdı.

PJ Harvey’nin ilk dönemlerindeki güdüsel enerjiyi sahiplenen Caroline Polachek, 2010’lar ortasından itibaren St. Vincent ve Mitski’nin sürüklediği art-pop sound’uyla kotardığı Desire, I Want to Turn Into You ile büyük çıkışını 2023’te yaptı. Mitski ise, The Land Is Inhospitable and So Are We albümünde, Weyes Blood ve Angel Olsen’in parametrelerini belirlediği geniş orkestralı hüzünlü pop sound’uyla yıllardır karanlığın içinden çıkardığı komediyi birleştirerek yeni kimliğini buldu. Phoebe Bridgers, Lucy Dacus ve Julien Baker’ı bir araya getiren yılın süper grubu boygenius, the record ile hiyerarşisiz işbirliği dersi verdi. Sufjan Stevens, 2021’deki Carrie and Lowell sonrası bir başka gönül dağlayan albüm Javelin’i yayınlamadan önce guillain-barre sendromundan muzdarip olduğunu, yürümekte zorlandığını, fakat tedaviye başladığını bildirdi.

André 3000 flüt çaladursun, veliahti Danny Brown biri JPEGMAFIA ile birlikte (Scaring the Hoes), diğeri ise solo (Quaranta) iki harika rap kaydıyla yılı tamamladı. New York’lu emektar yeraltı rap sanatçısı billy woods, karşı kıyının prodüktörlerinden Kenny Segal ile kaydettiği Maps ve hemşehrisi prodüktör Elucid ile ortak projesi Armand Hammer mahlasıyla yayınlanan We Buy Diabetic Test Strips ile artık üçüncü altın dönemi kapanan hiphop müziği deneyselliğiyle, Noname ise üçüncü albümü Sundial ile türün protest karakterini benzersiz şarkı yazarlığıyla dipten beslemeye devam etti. 

Bir kapı kapanırken diğeri açılırmış. Soul ve r&b müziğin üçüncü altın dönemi, tıpkı ikincisinde olduğu gibi kadın müzisyenlerin öncülüğünde devam etti. Avangard r&b sanatçıları L’Rain I Killed Your Dog, Kelela ise Raven isimli üçüncü albümleriyle aynı anda ana akıma terfi ederken yaratıcı özgürlüklerinden taviz vermediler. Janelle Monáe, 13 yıl önce başladığı kariyerinde çoktan gördüğü ticari zirveyi The Age of Pleasure albümüyle bir kenara bırakıp kişisel bir dönüşüme yöneldi. SZA ilkinden beş yıl sonra yayınladığı ikinci albümü SOS ile müziğini gospel ve psychedelia ekseninde yenileme cesaretini gösterdi. 

Rap’te olduğu gibi bir duraklama döneminde olan elektronik müzikte Amerikalı prodüktör Jlin Perspective EP’siyle kendisiyle yarışmaya devam etti. İki İngiliz meslektaşından hemcinsi Loraine James Gentle Confrontation albümüyle bir kez daha büyük bir karmaşanın içinde insana dair çok çeşitli duyguları yansıtmayı başardı. Britanya’daki diğer isim, 45 yaşındaki prodüktör James Holden Imagine This is a High Dimensional Space of All Possibilities ile son birkaç yılın en kulak dostu ve melodik elektronik albümüne imza attı. Önümüzdeki yılların trendini belirlemeye devam eden Londra caz sahnesinde Yussef Dayes’in funk, soul ve afrobeat’i eritip bir araya getiren (nihayet) en iyi albümü Black Classical Music’i ve Alfa Mist’in r&b ve blues ekseninde genişleyen Variables’ı önümüzdeki yola ışık tuttu. Ve çağımızın en yaratıcı sanatçılarından biri olan Moor Mother, grubu Irreversible Entanglements ile bir kez daha yılın en devrimci albümüne, Protect Your Light’a imzasını attı. 

Keşke hâlâ burada olsalardı dediklerimizle bitirelim: New Yorklu trompetçi Jaimie Branch, genç yaşta hayatını kaybetmeden önce kaydettiği albümü Fly or Die Fly or Die Fly or Die ((world war)) ile veda etti. Ryuichi Sakamoto ise, haberdar olduğu ölümünden önce, David Bowie gibi bir bilinçle kaydettiği veda albümü 12 ile aramızdan ayrıldı. Gidenlere teşekkürlerimizi sunarken, 2024’e de “iyi ki hâlâ buradalar dediklerimizle” başladık, umarız ki öyle sürdürelim.